Joyce Okuru Lacan
Colette Soler 2015 senesinde yayımlanan Joyce Okuyucusu Lacan olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz Lacan Lecteur de Joyce adlı kitabıyla 2016 senesinde Ödip ödülünü* almıştır. Ödip ödülüne bir kitap aday gösterildiğinde yazarı ile bir dizi söyleşi gerçekleştirilir; Lacancı Forum Psikanaliz Derneği - Türkiye İnisiyatifi tarafından bu söyleşilerden biri Türkçe altyazı ile sayfalarından paylaşılmıştır.
Bu kitapta Soler, 1970'li senelerden itibaren Lacan'ın Joyce'a olan giderek artan ve en sonunda bir seminerini neredeyse tamamen bu okumadan edindiği öğretiye adaması ile sonuçlanan ilgisini ve bu ilginin psikanalitik alana kattıklarını ele almaktadır.
Lacan, Sinthome** isimli - Bilirti** olarak çevirebileceğimiz 23. seminerinde yazmanın Joyce için olan işlevini sorgular ve bu sorgulama psikozlarla nasıl çalışabileceğimiz başta olmak üzere, onun tüm kuramını sıradışı bir şekilde etkileyecektir. Lacan'ın bu sorgulaması biz psikanalistlerin bir sanatçıdan neler öğrenebileceğine detaylı bir örnek teşkil etmekle beraber, bizim bu okumadan neler öğrenebileceğimiz sorusunu Colette Soler bu kitapta derinlemesine ele almıştır.
Pınar Arslantürk
* Ödip ödülü tam adıyla "Prix oedipe des Libraires" - Kitapçıların Ödip Ödülü - 2008 senesinden beri verilmekte olan, temel değerlendirme kriterinin psikanalistin ele alış şeklinin yeniliği ve yazım tarzı olan, büyük kitapçılarda bulunan kutulara okuyucuların attığı oylarla kazananın belirlendiği derneklerden bağımsız bir ödüldür.
** Sinthome kelimesi belirti anlamına gelen symptome kelimesinin sesteşi olmakla beraber Lacan tarafından 1975 senesinde özellikle bu şekilde yazılmıştır ve 23. seminerinin adıdır.
Joyce okuması ve dönemin toplumsal hareketlerinin analizi sonucunda Lacan bu senelerde öncelikle Baba'nın-Adlarının çoğullaşmasını öne sürmüştür. Bu, Baba'nın-Adı'nın Gerçek-İmgesel-Simgesel'i düğümlemek için gerekli olan 4. halkanın sadece biri olduğu anlamına gelmektedir. Bu durumda I.S.G.'yi düğümlemenin başka yolları da mevcuttur! Aynen Joyce vakasında olduğu gibi!
Sinthome/symptome kelimelerini çevirirken semptom ve sintom'u kullanabileceğimiz gibi- semptom kelimesinin de tam çevirisi olan belirti ve aynı imla değişikliği ile bilirti kelimelerinin de kullanılabileceğimizi düşünmekteyim.
Belirti kelimesi içerisinde ''belirmek'' kelimesini barındırdığından ötürü ilginçtir çünkü analize gelen kişi de kendi semptomunu bir anda beliren ve kendisine yabancı olarak yaşar/tanımlar. Ancak analizin sonunda bu defalarca beliren olguya dair kendi sorumluluğunu öğrenecek/bilecek ve hikayesi anlamlı bir hal alacaktır. Lacan'ın deyimiyle analiz analizana bir gai savoir yani neşeli bilgiyi kazandıracaktır.
Bilirti kelimesini düşündüğümüzdeyse içerisinde bilmek fiilini duymaktayız. Bu bilginin tam da analizin sonunda edindiğimiz bilgiyi işaret edebileceğini düşündüğümde kale alabileceğimiz bir şekilde sinthome kavramını türkçede karşıladığını düşünmekteyim.